Cinsiyetçilik, bir cinsiyetin diğerinden üstün olduğunu savunan bir cinsiyeti diğer cinsiyete karşı her alanda öncelik veren ideolojidir.
Cinsiyetçi tutum her iki cinsiyet için de söz konusu olabilir.
Cinsiyetçi yaklaşım, biyolojik farklılıkları göz ardı eder, cinsiyetçi tutuma gerekçe yapar. Cinsel ayrımcılık ise diğer insanlara karşı cinsel aidiyetlerinden dolayı çoğu zaman dışlayıcı ve bazen de nefret içeren bir tutumu ifade eder. Genel olarak cinsel farklılığa dayalı her tür dışlayıcı davranış, hangi cinsiyet mensubuna karşı olursa olsun, cinsel ayrımcılıktır. Tarihte Hint-Avrupa toplumlarında daha belirgin bir şekilde görülen ataerkillik olgusu ve bu olgudan kaynaklı dil, cinsiyetçi bir dil olduğu gibi, günümüzde feminizmin ürettiği dil ve söylem de cinsiyetçidir. Ataerkil dil, yaratılış açısından kadını erkeğe eşit görmez. Farklılıklara değil, üstünlüğe vurgu yapar. Bu anlayışa göre, kadın erkekten daha aşağı seviyede bir varlıktır. Bu nedenle ataerkil toplumlarda erkekle kadın arasında bir tahakküm ilişkisi ortaya çıkmıştır. Ataerkillik gerekçe gösterilerek erkekleri dışlayan ve karşıtlık içeren yaklaşımlar, cinsel ayrımcılık içeren cinsiyetçi tutumun diğer bir örneğini teşkil eder. Erkeklere karşı yapılan cinsel ayrımcılık, erkeklere yönelik nefrete ve androfobiye kadar varabilmektedir. Bu tutumun genelde ideolojik bir arka planı olmakla birlikte bazı kadınlarda psikiyatrik bir olgu olarak da kendini gösterir. Kadının dezavantajlı olmadığı durum ve şartlarda kadın cinsiyetine öncelik vermek de cinsiyetçi bir yaklaşımdır. Ayrıca, ataerkillikle mücadeleyi gerekçe göstererek eril veya dişil anlamlı kelime ve ifadelerin dilden atılması da cinsiyetçi bir tutumdur.
Özellikler
Dr.Akif Dursun
Ocak 2022
İstanbul Aile Vakfı Yayınları