Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Seçer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada etkisini gösteren yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) bütün hayatı ve yaşam tarzlarını derinden etkilediğini söyledi.

Hastalığın yayılma hızı ve olumsuz sonuçları karşılığında hükümetlerin, toplumların ve bireylerin belli önlemler aldığını ifade eden Seçer, “Bu anlamda en fazla göze çarpan önlem olarak karantina uygulamaları ve sokağa çıkma yasakları ön plana çıkmaktadır. Türkiye ise 65 yaş ve üzeri ile 20 yaş ve altına sokağa çıkma kısıtlaması uygulayarak önemli bir önleme imza atmıştır. Söz konusu önlemlerin etkisi ise istatistiklere olumlu oranda yansımış görünmektedir.” diye konuştu.

Evdeki bayramlaşmalara çocuklar dahil edilmeli

Her bireyin sevdikleri ve yakınları ile bayramda bir araya gelme arzusu içerisinde olacağını aktaran Seçer, bireylerde oluşabilecek yalnızlık ve hatta terk edilmişlik hissinin günümüz teknolojileri ile azaltılabileceğini anlattı.

 

Seçer, salgın sürecinin doğal olarak yaşam süreçlerini derinden sarsabileceğini vurgulayarak, şunları söyledi:

“Bu süreçte bayramlaşma noktasında, özellikle uzun vadede en fazla etkilenmesi beklenen kitle çocuklardır. Çocukların aile büyüklerini ziyaret etmesi ve bayramlaşması toplumsal değerlerin aktarımı bakımından oldukça elzemdir. Sokağa çıkma yasakları nedeniyle bu sürecin çocukları olumsuz etkilememesi ise önemli oranda ebeveynlerin sorumluluğundadır. Ebeveynler bayram olgusu ile henüz yeni tanışan çocuklarda bayram bilincini oluşturmak için aile içinde tedbirlere başvurmalı ve öncelikle bayramlaşmayı aile içindeki ritüellerle çocuklara öğretmelidirler. İkinci olarak ise özellikle aile büyükleri ile sesli ve görüntülü yollarla yapılan bayramlaşma süreçlerine çocuklar da dahil edilmelidir. Bu anlamda aile büyükleri, çocukların bayramı kutlaması için ortam oluşturmalı ve bu davranışlarının önemini algılamalarını sağlayarak teşvik etmelidirler.”

Yazının tamamı için tıklayın